| | |

MEDİKAL ESTETİK BİRİMİ

CİHAZLARIMIZ

  • FOTONA SP DYNAMIS LAZER
  • SOPRANO ICE BUZ LAZER
  • DERMAPEN MİKRO İĞNELEME CİHAZI
  • HYDROPEEL CİLT BAKIM CİHAZI
  • LIFU HIFU AMELİYATSIZ YÜZ&VÜCUT GERME


LAZER EPİLASYON

Kadın ve erkeklerde uygun yapıda ki kıllarda bölgeye göre değişmek üzere 4 ila 8 hafta ara ile değişebilen seanslarla yüzde 90'lara varan kalıcı kıl azalmasıdır.

Biz kliniğimiz de bu amaçla son yıllarda ki en etkili ve acısız sistem olan soprano ıce (buz lazer) cihazını kullanmaktayız. Bu cihaz 810 nm ile diode lazer dalga boyunu kullanmaktadır.

Uygulamadan 1 gün önce tüyler jiletlenmelidir. Yüz bölgesinde ayda bir, vücutta 6-8 haftada bir seanslarla tedavi devam etmektedir. İşlem sonrası tüylerde dökülme 15-20 gün arasında gözlemlenmektedir. Buz lazer epilasyon yaz döneminde de güvenle yapılabilir. Sadece lazer öncesi 1 hafta, sonrası 1 hafta  solaryum ve güneşte bronzlaşmaktan kaçınılmalıdır. Nihai yanıt alma süresi yaş, hormonal düzey, cinsiyet, kıl ve cilt yapısı, seanslara düzenli gelme durumuna göre değişmektedir.

Yüz bölgesi gibi hassas bölge epilasyonlarında nd-yağ lazer olarak fotona sp dynamıs cihazı da ihtiyaç halinde kullanılabilmektedir.

Lazer epilasyon doğru cihazlarla ve muhakkak hekim kontrolünde uygulanmalıdır.

BOTOX

Botulunıum toxin .clostrıdıum botulınum adlı bakteriden elde edilen ve tıpta uzun yıllardır kullanılan bir toxindir. Medikal estetikte başta mimik çizgilerine bağlı dinamik kırışıklıklar ki bunlar, kaş çatma çizgileri, göz çevresi kazayağı çizgileri, alın çizgilerin de etkili tedavi imkânı sunmaktadır. Zamanla etki alanları genişlemiş dudak üstü sigara çizgileri ağız köşesi sarkmaları, gummy smile (diş eti gülüşü) ,diş sıkmaya bağlı masseter hipertrofisi, boyunda platisma bantlarına bağlı dikey çizgilerde de uygulanmaya başlanmıştır.

Bir diğer etkili botox uygulaması kol altı, el, ayak terlemelerini tedavi etmek amacı ile olmaktadır.

Tüm medikal estetik uygulamalar gibi uygulama öncesi muayene ve değerlendirme son derece önemlidir. Uygulamaya engel bir durum olmadığı taktirde lokal anestezik krem sürülerek 15 dakika bekletilir sonrasında planlanan uygulama 15 dakika içinde tamamlanır.

Yüz bölgesi botox uygulaması sonrası 24 saat ağır spor ve aktivite yapmanız istenmez. Uygulanan botox etkisi 1 hafta sonra oturur ve 15. Güne kadar kontrol planlanır.

Yüz bölgesi botox işlemi 4 ay kadar etkisini sürdürür, düzenli uygulamalarla bu etki 6-8 aya kadar uzatılabilir.

Terleme botoxu etkisini 6 aya kadar sürdürür, düzenli uygulama yaptıranlarda etki 8-10 aya kadar devam eder.


DOLGU

Dolgu uygulamaları hyaluronik asit,kalsiyum hidroksiapatit ve yağ dolguları şeklinde olmaktadır. Günümüzde yaygın olarak tercih edilen hyaluronik asit dolgularıdır. Dolgu maddesi yüz bölgesinde hacim eksikliklerini gidermek, asimetrileri dengelemek, sarkmaları ve kırışıklıkları tedavi etmek amacıyla kullanılır. Öncesi muayene ve değerlendirme önemlidir. Uygulama etkisini anında gösterir ve uygulamaya göre etki 9-24 ay arası devam eder. Sonrası 24 saat makyaj yapmamalı,1 hafta sauna, hamam olmamalıdır. Dolgu maddesi başlıca kullanım alanları;

• GÖZALTI IŞIK DOLGUSU: gözaltında yaşa bağlı çökmeler. Ya da yaştan bağımsız genetik faktörlerle olan koyulukların tedavisinde başarılı sonuçlar alarak daha dinç ve sağlıklı bir görüntü oluşturulabilmektedir.

• DUDAK DOLGUSU: hacim eksikliği, asimetri ve kuruluk sorununun tedavisinde dudak dolgusu anında etkiyle 9-12 ay süreyle mutlu hissetmenizi sağlayabilir.

• ÇENE DOLGUSU: yapısal olarak çenesi küçük olanlarda, yüz bölgesinde altın oranı oluşturmak, profili düzeltmek amacıyla uygulanır. Dolgu maddesinin içeriğine bağlı olarak etki 12-24 ay arası

• Devam etmektedir.

• YANAK DOGUSU: sıkça yapılan bu uygulama güzel hatlar oluşturmak, sarkma ve çökmeleri onarmakta kullanılır.

• ŞAKAK DOLGUSU: aşırı zayıflık ya da yaş almaya bağlı olarak gelişen temporal çökmelerde uygulanan dolgudur.

• KAŞ DOLGUSU: Kaşları daha belirgin yapmak amacıyla kullanılır.

• EL DOLGUSU: Yaşa bağlı cilt altı ve cilt incelmesi sonucu elimizin üstünde kemikli ve yaşlı görüntüyü gidermek amacıyla kullanılır. Uyguma etkisini 1 yıl kadar devam ettirir.                                                                    

• KIRIŞIKLIK TEDAVİSİ: Dolgu maddeleri ile burun kenarından ağız köşelerine uzanan nazolabial oluk çizgileri, göz çevresi çizgileri, dudak çevresi çizgileri, alın çizgileri gibi kırışıklık çizgilerinin tedavisinde de uygulanır.


PDO İP ASKI(AMELİYATSIZ YÜZ GERME)

30 yaşından sonra dokularda oluşan sarkmalar bizi olduğumuzdan daha yorgun, mutsuz ve yaşlı gösterebilmektedir. Çok ileri doku sarkmaları olmayan ya da ameliyat düşünmeyen hastalar da organik iplerle askı uygulaması en iyi seçeneklerdendir. Uygulama poliklinik koşullarında, yalnızca lokal anestezi uygulayarak ve yarım saat gibi kısa bir zamanda yapılabilmekte, etki, anında görünmektedir. Etki uygulanan iplerin özelliğine göre 1 ila 4 yıl arasında değişmektedir. Askı yöntemiyle yüz bölgesinde yapılan tedaviler;

Kaş askı

Orta yüz germe

Alt yüz germe

Çene askı

Gıdı germe

Burun askı

Badem göz estetiği


MEZOTERAPİ

Medikal estetikte mezoterapi, yüz, saç, vücut alanlarında cilt ve cilt altı doku kalitesini arttırmak, cilt leke ve izlerini tedavi etmek, yağ dokuyu inceltmek, sarkmaları tedavi etmek cildi nemlendirip sıkı ve parlak hale getirmek, saç dökülmesini azaltıp saçların canlı ve parlak olmasını sağlamak gibi amaçlarla yapılmaktadır. Uygulama enjeksiyonlar ve ya dermapen uygulaması eşliğinde 4-10 seans gibi uygulanabilmektedir.

Gençlik Aşıları: Özel formülasyonlu, daha az seansla daha yoğun etki elde edilen mezoterapi ürünleridir.


PRP (PLATELET RİCH PLASMA)

PRP uygulamasına engel rahatsızlığı ( kanser ve kemoterapi süreci, kan hastalıkları, otoimmün hastalıklar) olmayan hastalarda saç, yüz ve vücutta iyileştirme, gençleştirme amacı ile 2-3 hafta arayla 3-4 seans şeklinde planlanır. 2 gün havuz ve denize girilmesi istenmez.


KİMYASAL PEELİNG

AHA (alfa hidroksi asit) içeriklerini yüzeysel uygulayarak cildi gençleştirme, ciltte yağ dengelemesi, cilt tonunun düzeltilmesi, nemlendirilmesi ve daha sağlıklı hala getirilmesidir. Yaz dönemleri hariç uygulanır. İhtiyaç durumuna göre 15 gün arayla 4-6 seans uygulanabilir. 


4D YÜZ YENİLEME (FOTONA SP DYNAMİS)

Nd-yağ ve er-yağ lazer dalga boylarını kullanarak cilt ve cilt altı dokular da gençleştirme, sıkılaştırma ve yenileme işlemlerini dört aşamalı olarak gerçekleştirir. Seanslar 1 ay arayla 3-5 seans şeklinde planlanır, yüz ve boyun da en az 5 yaş kadar gençleştirici etkisi olur. Diğer tedavilerle kombine edildiğinde çok daha etkili sonuçlar elde edilebilir.

Fotona SP DYNAMIS ile yapılabilen estetik ve klinik uygulamalar nelerdir?

• Sivilce ve izlerinin tedavisi

• Fraksiyonel cilt yenileme

• Skar revizyonu

• Yüzeyel ve derin peeling

• Ağız çevresi cilt yenileme

• Ablatif cilt yenileme

• Hipertrofik izler

• Strialar / gebelik çatlakları

• Lekeler

• Damarsal lezyonlar

• Kalıcı epilasyon

• Non-ablatif cilt yenileme

• Tırnak mantarı tedavisi

• Aşırı terleme tedavisi

• Vajinal sıkılaşma ve daralma

• İdrar kaçırma tedavisi

• 4D yüz gençleştirme

• Cilt sıkılaştırma


LAZERLE GÖZ ÇEVRESİ GENÇLEŞTİRME:

Nd-yağ ve er-yağ dalga boyları kullanılarak 15 gün arayla 3-4 seans işlemle göz çevresi doku elastikiyet kaybı ,hafif torbalanmalar düzelir.


FRAKSİYONEL CİLT YENİLEME 

Akne izleri, ameliyat skarları, çatlaklar, yaşlılık çizgileri gibi sorunların tedavisinde cildi yenileyip iyileştirici etkisi olan lazer tedavisidir. Uygulama son bahar ve kış aylarında yapılabilir. Uygulama sonrası en az 1 ay devam edecek şekilde düzenli güneş koruyucu krem uygulaması çok önemlidir. İhtiyaç halinde seanslar 2-4 hafta arayla tekrarlanabilir. Diğer lazer tedavileri gibi hekimin uygulaması gereken işlemlerdir.


KILCAL DAMAR TEDAVİLERİ 

Yüz ve vücut alanlarında oluşan kozmetik kılcal damarların lazerle dışarıdan tedavisidir. Özellikle bacaklarda öncesinde bir kvc hekimi tarafından ön değerlendirme ve doppler usg ile derin venöz sistem değerlendirmesi gerekmektedir. Seanslar 1 ay arayla ihtiyaca göre planlanır, beraberinde önleyici tedaviler ve yaşam şekli düzenlemesi önemlidir.


LAZERLE ET BENİ TEDAVİSİ 

Et benleri; cilt renginde veya kahverengi renkte olan genellikle deriye bir sap yardımıyla bağlanan yumuşak deri oluşumlarıdır. Çoğu insanda bir veya birkaç adet bulunur.

Et benleri sıklıkla Benler yani Nevüs ile karıştırılır. Benlerin habisleşme potansiyelleri olmaları nedeniyle sürekli takip altında olmaları gerekir. 

Et benlerinin ise habisleşme özellikleri hemen hemen hiç yoktur yani zararsız deri yapılarıdır. Bu nedenle takip edilmesi gerekmeyen deri lezyonlarıdır. 

Et benleri vücudun her bölgesinde görülebilir fakat sıklıkla boyun, koltukaltı, meme altı, göz kapaklarında görülmektedirler. Bu bölgeler giysilerin ve tenin birbirine en çok sürtündüğü bölgelerdir. Sürtünen bölgelerde et benlerinin daha sık görülmesi et beni ile kilo problemi arasında ilişki kurulmasına neden olmuştur.

Et benlerinin diğer nedenleri arasında güneşin etkisi, genetik yapı, hamilelik, ani kilo kaybı doğum kontrol ilacı kullanımı ve yaşlanma yer almaktadır.

Et benleri çocuklarda görülebilmekle birlikte orta yaş ve ileri yaşta daha sık izlenmektedir.

Et benleri epitelyal polip olarak da adlandırılırlar.

İnsan sağlığını tehdit etmezler fakat göze kötü görünmesi, kıyafete, saça ve kolyeye takılarak rahatsızlık vermeleri bazen de tahriş sonucu enfeksiyon gelişerek ağrıya ve kızarıklığa neden olmaları, bu deri oluşumlarının tedavisinin istenmesine neden olur. Ya da tamamen estetik kaygılar nedeniyle et benleri tedavi edilir.

Et benlerinin tedavi seçenekleri arasında lazer, cerrahi yöntem, sıvı azot ile dondurma tedavisi (buz tedavisi) ve elektrokoter yer almaktadır.

Elektrokoter ve cerrahi yöntemleri lokal anestezi  uygulanarak gerçekleştirilir.

Buz tedavisinde ise uygulanan alanda kızarıklık ve su toplaması gelişir sonrasında  birkaç gün içinde iyileşme olur.

Et benlerinin tedavisinde lazer uygulaması yeni tedavi yöntemidir. Lazer tedavisinde anesteziye gerek yoktur, 1 veya 2 seansta et beni tedavi edilebilir.


LAZERLE XANTHELASMA TEDAVİSİ 

Xanthelasma göz kapağında oluşan yağlı oluşumlardır. Genetik yatkınlık, ailevi kolestero yüksekliği, göz çevresinde yanlış yağ bazlı kozmetik kullanımı durumu tetikleyebilir. İşlem 3-4 hafta arayla 1-3 seans şeklinde olabilir.


LAZERLE BÖLGESEL İNCELME 

Fotona sp dynamıs cihazla yaptığımız uygulama derin yağ planlarını ısıtıp parçalamak ve yüzeysel cilt alanlarını sıkılaştırma işlemlerinden oluşan seansı 1 saat kadar süren 1 ay arayla 4-6 seans uygulanan bir işlemdir. Uygulama günü 3 litreye kadar su içmek, hareketli olmak ve tabi ki her zaman sağlıklı beslenmek gerekmektedir. kolesterol düzeyleri yüksek olan, sağlıklı beslenmeyen, hareketsiz ve hormonal bozukluğu olan hastalar bu gibi işlemler için uygun değildir. Uygulama 4 mevsim yapılabilir.



MEDİKAL OZON TEDAVİSİ

Medikal ozon tedavisine ait ulusal ve uluslararası alanda 50 yıllık bir deneyimin ışığında oluşturulan literatür, 2010 yılında Avrupa medikal ozon derneğinin Madrid’de açıklamış olduğu deklerasyonla birçok sağlık sorununda hekimlerin yardımcı tedavi yöntemleri arasında önemli bir noktaya gelmesini sağlamıştır. Bu tarihten sonra ülkemizde Sağlık Bakanlığın Tamamlayıcı tıp uygulamaları alanında Ozon tedavisi sertifikasyon programı ile birçok hekim ve hasta Ozon tedaisi ile buluşma ve bu dünya çapında gelişen literatüre katkı sunmaya başlamıştır.

Ozon Tedavisinin Kullanıldığı Başlıca Sağlık Sorunları Nelerdir ?

  •  Bağışıklık  Sistemini  Güçlendirir Fiziksel Enerji Artışı yapar
  • Yorgunluk Sendromunu düzeltir  ve  Kas İskelet Sistemi ağrılarını giderir
  •  Genel  Detox sağlar
  •  Ciltte  Yaşlanmayı  Geciktirir Cildin Canlı Pürüzsüz görünmesini sağlar
  •  Metabolizmayı Hızlandırır  Kilo Vermeye yardımcı olur
  •  Spor  Aktivitelerine Bağlı  Ağrılarının giderilmesine yardımcı olur
  •  Cinsel  Fonksiyon  Bozuklukların giderilmesine yardımcı olur
  •  Damar Dolaşım Bozukluklarını düzeltir
  •  Hücrelerde Oksidatif Stres direncini  kırarak kılcal damarlarda doğal  By-Pass oluşturur
  •  Yaşa Bağlı Göz de oluşan  Maküler Dejenerasyonun iyleşmesine yardımcı olur
  •  Retinitis  Pigmentosa  (Tavuk Karası)  Hastalığının iyleşmesine yardımcı olur
  •  Ditabetik Retinopati  ( Gözün ağsı  tabakasının  damar bozukluklarının) iyleşmesine yardımcı olur
  •  Diyabetik Ayak ( Şeker hastalığına bağlı  damar bozukluklarının) iyleşmesine yardımcı olur
  •  Pankreas Rejenerasyonu yaparak kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı olur
  •  Romatizmal Hastalıklar, Osteoartrit, Romatoid artritin iyleşmesine yardımcı olur
  •  Antibiyotiklere  Dirençli  Enfeksiyon Hastalıkların Tedavisinde kullanılır
  •  Osteomiyelit, Abseler, Enfekte Yaralar, Bası Yaraları, Kronik Ülserler  ve Yanıkları tedavi eder
  •  Hepatit B-C, HIV, Herpes hastalıklarınında vücut direncini güclendirir
  •  Onikomikozis, Kandida, Kriptosporidiozis enfeksiyonların tedavisine yardımcı olur
  •  Kolit ve  Crohn hastalığında tedavi edici özelliği vardır
  •  Psöriazis ,  Atopik Dermatitin iyleşmesine yardımcı olur
  •  Kanserde ve Kemoterapide Destek Tedavisi olarak kullanılır
  •  Ağır Sepsis ve Çoklu Organ Yetersizliğinde destek tedavisi olarak kullanılır
  •  Güvenilir hizmet kalitemizle estetik çözümler sunuyoruz.

Ozon tedavisi nedir?

Oksijenli solunum yapan tüm canlılar için oksijen, hayati bir önem taşır. Oksijen, tıpta tedavi amacıyla iki farklı yöntemle kullanılabilir. Bunlardan ilki olan normobarik oksijen, özellikle hastane kliniklerinde solunum güçlüğünün yaşandığı akut durumlar veya KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) hastası bireylerde kullanılan oksijen tedavisidir. İkincisi, yani hiperbarik oksijen ise atmosferden çok daha yüksek bir basınç altında ve yüzde yüz oranında oksijen içeren ortamlarda uygulanan tedavi yöntemidir. Normalde havada yaklaşık olarak %21 oranında oksijen bulunur. Ozon terapisi esnasında yüksek basınç altında yüzde yüze kadar çıkarılan oksijen oranı sayesinde plazma içerisinde çözünen oksijen miktarı arttığından çevre dokulara ulaşan oksijen de artar. Bu sayede damar hastalıkları başta olmak üzere birçok hastalığın tedavisi mümkün hale gelir.

Ozon tedavisi hangi hastalıkların tedavisinde kullanılır?

Oksijen terapisi veya diğer adı ile ozon tedavisi, birçok hastalıkta yardımcı tedavi yöntemi olarak sıklıkla tercih edilmektedir. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir:

• Dolaşım Bozuklukları

Ozon tedavisinin en sık kullanıldığı hastalık, dolaşım bozukluklarıdır. Özellikle diyabet hastası bireylerde görülen ayak bölgesinde uyuşma, karıncalanma, üşüme ve ağrı gibi rahatsız edici sorunlar hastalığın yol açtığı dolaşım bozukluğundan kaynaklanır. Bu hastalarda dolaşım bozukluğunun yol açtığı etkiler hiperbarik oksijen tedavisi ile büyük oranda önlenebilmektedir.

• Kanser

Kanser hastalarında tamamlayıcı tedavi olarak tercih edilebilen yöntemlerden bir tanesi ozon tedavisidir. Bağışıklık sisteminin aktivasyonunu artıran ve kanserle savaşan hücrelerin üretimini destekleyen oksijen terapisi, vücudun genel direncine olumlu yönde katkı sağlayarak kanser tedavisine yardımcı olur. Aynı zamanda zindelik vermesi sebebiyle kemoterapinin olumsuz etkilerinin azaltılmasında da önemli rol oynar.

• Göz Hastalıkları

Özellikle yaşlılığa bağlı olarak damarların yapısında meydana gelen bozulmalar sonucu optik sinirler ve retinada hasarlar oluşur, bu da göz hastalıklarına sebebiyet verir. Bu gibi durumlarda uygulanan ozon tedavisi, dolaşımdaki aksaklıkların önüne geçilmesine yardımcı olur. Tedavinin hastalığın gerilemesini sağlayıp sağlamadığı konusundaki çalışmalar yetersiz kalsa da, göz hastalıklarının ilerleyişini önemli ölçüde önlediği bilimsel araştırmalarla desteklenmektedir.

• Bakteri ve Mantar Enfeksiyonları

Mantar ve bakterilerin üremesini engelleyici özelliği sebebiyle uzun süredir suların arıtılmasında kullanılan ozon, bu ajanların sebep olduğu hastalıkların tedavisinde de başarıyla uygulanmaktadır. Özellikle ayak bölgesinde oluşan mantar hastalığında oksijen tedavisi uygulanarak inatçı enfeksiyonların önüne geçilmesi mümkün olabilmektedir.

Yukarıda belirtilen hastalıkların haricinde oksijen terapisi; romatizma, artrit, yatak yaraları, kolit ve proktitis gibi bağırsak enfeksiyonları, vurgun, herpes simplex ve herpes zoster virüslerinin sebep olduğu hastalıklar ve karaciğer enflamasyonları gibi birçok hastalığın tedavisinde tamamlayıcı tedavi yöntemi olarak kullanılmaktadır. Ayrıca anti-aging olarak da bilinen yaşlanma karşıtı bazı terapilerde de ozondan yararlanmak mümkündür.

Ozon Terapinin Faydaları

Metabolizma hızını arttırma: Ozon Terapi, tüm vücut hücrelerine sunulan oksijen miktarını artırırken, hücrelerin bu oksijenden maksimum düzeyde faydalanmasını sağlar. Bu da, artan metabolik faaliyetler sonucunda da kalorilerin ve yağ depolanmasını değil yakılmasını sağlamaktadır. Metabolizma hızı bir kez artmaya başladığında artık kronik yorgunluktan, bitkinlikten ya da isteksizlikten artık bahsedilmemektedir.

Anti-aging etki: Vücudumuzda, yıllar içinde meydana gelen değişimler ve yıpranmalar sonucunda, hiçbir şey gençlik yıllarında olduğu gibi kalmaz. Ozon terapi size yaşlanmayı geciktirici bir enerji artışı, gençleşme hissi verirken, yaşlanma süreciyle ilişkili rahatsız edici koşulları da uzaklaştırır.

Bağışıklık sisteminin güçlenmesi: Ozon hem çeşitli hastalıklara yakalanmış kişilerin bu hastalıklardan kolaylıkla kurtulmasını hem de tekrar bu tür hastalıklara yakalanmamasını sağlar. Özellikle mevsimsel grip ve diğer salgınlardan etkilenen ve risk grubunda yer alan kişiler üzerindeki koruyucu etkisi çok güçlüdür.

Kan dolaşımının  artması: Bir yandan damarların genişlemesini diğer yandan kan hücrelerinin oluşumunun artmasını sağlayarak vücudun ihtiyaç duyduğu bölgelerine, yeterli miktarda kanın gitmesi sağlanır. Bu yolla çeşitli damar hastalıklarının tedavisine yardımcı olmaktadır.

Yeni hücre yapımı: Yeni hücre yapımının hızlanması sonucunda iyileşmeyen yaraların kapanması mümkün olur. Yapısı bozulmuş dokuların yenilenmesi ozon sayesinde mümkün olmaktadır. Bireyin yeni ve genç hücrelere kavuşması sağlanır.

Detoks etkisi: İnsan vücudunda üretilen zararlı toksik maddelerin arındırılması yoluyla, olası zararlardan korunma gerçekleşir. Alman bilim dünyasında ‘kanın yıkanması’ olarak kabul gören ozon terapi, gerçek anlamda detoks etkisi yaratmaktadır.

Anti-mikrobik etki: Bilinen her türlü virüs, bakteri ve mantar gibi çeşitli hastalık etkenlerinin dezenfeksiyonunu sağlar. Bu yolla antibiyotikler ile tedavi edilemeyen veya tedavi edilmesi çok güç olan hastalıklarının tedavi edilmesi mümkün olmaktadır.

Ağrı giderici: Ağrıya yol açan nedeni ortadan kaldırır ve ağrının hissedilmesine neden olan kimyasalları uzaklaştırarak ağrı hissinin kısa sürede yok olmasını sağlar.

Anti-kanserojen etki: Kanser hücreleri genellikle oksijensiz ortamda oluşur ve çoğalır. Ozon yoluyla yüksek oksijene kavuşan dokulardaki kanserojen hücreler üreyemez hale gelir. Ozonun kanserin görülme sıklığını azalttığı hakkında çok sayıda bilimsel yayın bulunmaktadır.

Yaşam kalitesini arttırma: Stres, yoğun çalışma temposu, zihinsel ve bedensel yorgunluk tedavilerinde için çok ideal bir terapidir. Kırmızı ve beyaz kan hücrelerini aktive eden ozon sayesinde kişiler kendilerini yenilenmiş hisseder, fiziksel performans gücü artar. Profesyonel sporcular, işadamları ve sanatçılar da bu tedaviden sıklıkla faydalanmaktadırlar.

Sağladığı tüm yararların yanında insanların bedensel ve ruhsal anlamda sorunlarını azaltarak veya yok ederek yaşam kalitesi denilen değerleri yükseltir. Uyku kalitesinin artmasından, zihinsel ve fiziksel performansın artışına kadar, hayatın her anını ve yönünü olumlu yönde etkileyen ozon terapi, bizlere yaşam sevincimizi geri kazandırmaktadır.

Ozon Terapi Kimlere Önerilir?

Enfeksiyonlarda ve enfeksiyonlara karşı korunmak veya bağışıklık sistemini güçlendirmek isteyen, cilt kırışıklıkları, uyku düzensizliği, kronik yorgunluk, depresyon, cinsel istekte azalma, erken yaşlanma, dikkat ve konsantrasyon azalması ve yoğun stres ve baskıya bağlı sıkıntılar yaşayan kişilere önerilir. 

Ayrıca alerjik hastalıklar, romatizmal hastalıklar, kanser ve kemoterapi uygulamaları, karaciğer, kan dolaşımı ve cilt hastalıkları, yara, akne, sedef hastalığı gibi kozmetik sorunlar, yaşa bağlı görme bozuklukları, diyabet, tansiyon, ülser, Hepatit B ve C gibi pek çok durum için önerilir. Hiçbir yan etkisi olmadığı gibi, hiçbir ilaç ile etkileşim de yapmaz. Bu nedenle insan sağlığını koruma ve hastalıklarla mücadelede ozon tedavisini doğal bir destekleyici tedavi yöntemi olarak kabul edebiliriz.

Ozon Terapi Kimlere Uygulanmaz?

Ozon terapinin uygulanması sakıncalı olduğu hastalıklar son derecede sınırlıdır. İleri derecede kansızlık ve kanla ilgili bazı kalıtsal hastalıkları (kanama pıhtılaşma hastalıkları) olan hastalara uygulama yapılmaz. Ayrıca tiroid bezinin aşırı derecede büyüme (hipertiroidi) ve normalden çok fazla hormon salgılaması durumunda ozon önerilmez. Yeni gelişmiş kalp enfarktüsü ve kanamanın aktif olarak devam ettiği bazı hastalıklar da ozon tedavisiyle bağdaşmayan hastalıklardır.

Ozon Terapinin Kökeni

Eski tarihlerde, Yunancada “Tanrının Nefesi ” ismi ile anılan Ozon’un faydalı etkileri ve yaşamımız için gerekliliği 1800’lü yıllarda keşfedilmiştir. Ozon, stratosferde yer alan en önemli gazdır. Renksiz olmakla beraber kendine has bir kokusu olan ve süper oksijen olarak da kabul gören ozonun en büyük özelliği dezenfekte etme kabiliyetidir.

1800’lü yıllarda bir sterilizasyon metodu olarak kullanılan Ozon Terapisi zamanla yaygınlaşmış, tüberküloz gibi ciddi hastalıkların tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır. Saf oksijen ve saf ozonun birleşiminden olan medikal ozon terapisi, günümüzde Hollywood ünlüleri başta olmak üzere tüm dünyada zindelik ve canlılık vermesi için kullanılır. Bu bileşim bakteri, virüs ve mantarları yok eder, bu sayede enfeksiyonlar ile yaraları iyileştirir.

Ozon Terapi Nasıl Uygulanır?

Medikal ozon daima saf ozon ve saf oksijenin karışımı şeklinde kullanılır. Uygulamaya bağlı olarak ozon konsantrasyonu 1 ve 100 µg/ml (ozon dozu gamma olarak adlandırılır) arasında değişir. Kişinin durumu ve tıbbi uygulamaya göre, toplam uygulama dozunu belirlenir. Daha sonra uygulamayı yapacak olan doktor, toplam dozun ne şekilde, hangi miktarlarda uygulanması gerektiğini planlar.

Düşük dozlarda kullanıldığında, ozon bağışıklık sistemini aktive eder, diğer bir deyişle vücudun direncini arttırır. Hücre yenilenmesini hızlandırır. Kanımızın hücresel kısmını oluşturan başlıca hücreler, alyuvarlar ve akyuvarlardır. Medikal Ozon Tedavisinde, Alyuvarlar ile kanın oksijen taşıma kapasitesi ve kalitesi arttırılırken, Akyuvarlarda başlatılan reaksiyon süreci vücudun savunma ve tamir mekanizmalarının dalga dalga harekete geçmesini uyarır.

Ozon sayesinde oluşan bu aktivasyona cevap olarak, vücudun bağışıklık hücreleri cytokin adı verilen özel maddeleri (interferon, interleukin vb.) üretir. Bunlar hastalıklara direnmek için uyarılan bütün bağışıklık sistemi boyunca zincirleme bir şekilde pozitif değişiklikler yaratarak diğer bağışıklık hücrelerini haberdar ederler. Bu da medikal ozonun, özellikle bağışıklık sisteminin zayıf olduğu veya bozuk olduğu hastalara uygulanmasında özellikle çok başarılı sonuçların alınmasını sağlar.

Kanımızın serum kısmındaki maddelerden özellikle yağ asitleri ve diğer trigliseritlerle ozon gazının oluşturduğu bileşikler, zamanla vücuttaki zararlı yağ türlerinin azaltılmasında önemli bir yardımcı rol üstlenir. Medikal ozonun diğer çok önemli bir özelliği de, kan dolaşımını arttırma yeteneğidir. Bu özellik, dolaşımla ilgili bozuklukların tedavisinde ve organik fonksiyonların yeniden canlandırılmasında ozon terapiyi çok değerli kılar. Ozonun vücudun kendi dinamiklerini harekete geçiren doğal bir tedavi yöntemi olduğu kanıtlanmıştır.



LIFU HIFU AMELİYATSIZ YÜZ&VÜCUT GERME

ULTRAcel Q+ Linear Firm, farklı derinlik odaklarına sahip başlıkları sayesinde ince çizgiler ve kırışıklıklar, çene çizgisi, çene hatta, jawline, nazolobial kıvrımlar, göz çevresi,  gıdı bölgesi gibi sorunlu alanları odaklanmış ultrason (HIFU) yani kısaca Fokuslu Ultrason tekniği kullanan en yeni cerrahi olmayan cilt sıkılaştırma tedavimizdir.

ULTRAcell Q+ neredeyse 10 kat daha hızlı ve daha etkilidir, bu da minimum acı ve daha hızlı tedavi süresi demektir.


Ultrasel Q+Tedavisi Nedir? 

Ultrasel Q+ tedavisi, esnasında basit uygulanabiliri risksiz ve yarasız gençleştirme operasyonudur. Ultrasel Q+ tedavisi, Ameliyatsız Yüz Gerdirme uygulamaları arasında En Güvenilir yöntemlerin başında gelmektedir. 

Linear (çizgisel) atış teknolojosine sahip olan Ultrasel Q+ sayesinde noktasal atışlardan 10 KAT daha etkili bir teknoloji ile tanışın.


Ultrasel Q + Linear  Kimler için Uygundur?

Ultrasel Q + Linear, yüzünde ve vücudunda sarkma problemleri olanlar, yüz germe isteyen ama ameliyat olmak istemeyen kişiler, daha sağlıklı ve canlı bir cilde sahip olmak isteyen kişiler için ideal bir işlemdir. Ultrasel Q + Linear ile ameliyatsız cilt gençleştirme daha çok orta yaş grubu kadın ve erkekler tarafından tercih edilmektedir.